Yesevi Tarikatinin Keşmir'deki Gelişimi: Kökenler, Öncüler ve Türkistan'dan Hint Alt Kıtası'na Yayılma Süreci
15 19
Anahtar Kelimeler:
Yesevi- Türkistan- Keşmir- Kadı Devletşah İspicabî- tarikatÖzet
Yesevi tarikatı, Türkistan ve Orta Asya’nın en önemli tasavvufi akımlarından biri olarak, 5. /11. yüzyıl’da Sultan Ahmed Yesevî tarafından Yesi şehrinde ve çevresinde tesis edildi ve zaman içinde Orta Asya’nın ücra köşelerine, Anadolu’ya ve Hint Yarımadası’na yayıldı. Bu makale, özellikle Hicrî 11. ile 13. yüzyıllar / Miladî 17. ile 19. yüzyıllar arasında Keşmir bölgesinde Yesevi tarikatının kökenleri ve yayılım sürecini incelemektedir. Çalışma, tarihsel-analitik yöntem benimsenerek ve birincil menkıbe kaynakları, yazma metinler ile ilgili akademik literatür kullanılarak hazırlanmıştır. Bu yöntemle tarihsel belirsizlikler aydınlatılmakta ve Yesevi mirasının Keşmir’in 11. ile 13. yüzyıllar arasındaki tasavvuf ortamında canlı, bütüncül bir resmi sunulmaktadır. Makalenin odak noktasında, Hicrî 1126 / Miladi 1714’te vefat eden ünlü sûfi Kadı Devletşah İspicabî bulunmaktadır. Bu meşhur ârif, yıllar süren Sibirya’daki faaliyetlerinden sonra Keşmir’e gelmiş ve Molla Muhammed Mukîm Sultanî ve Şeyh Abdülvehhab Nûrî gibi müridler yetiştirerek Yesevi tarikatının bölgede canlı ve etkin bir gelenek oluşturmasını sağlamıştır. Başta Kadı Devletşah olmak üzere Yesevi şeyhleri, müridlerini eğitmek amacıyla Yeseviliğin inanç ve öğretilerini konu alan farsça eserler kaleme almıştır. Makale, bu tarikatın Keşmir’deki diğer bazı önde gelen şeyhlerini tanıtırken, irşadın aktarımı ve Yesevi tarikatının manevi mirasının bu şeyhlerin nesilleri ve torunları arasında nasıl devam ettiğini takip etmektedir. Yesevi tarikatı, iki manevi bağlantı yolu olan bir mekteptir: Birincisi, doğrudan Sultan Ahmed Yesevî ile nesep bağı; ikincisi ise irfani makamların edinilmesi ve arifane terbiyenin aşamalarından geçilmesidir. Bu iki yol, tarikatın İslam dünyasının farklı bölgelerine yayılmasına olağanüstü bir dinamizm kazandırmıştır.